
İngilizce kalıpların ikinci ve son kısmı. İyi çalışmalar[baglanti_kare]

- Don’t piss me of — Beni kızdırma, delirtme
- What brings you to here — Seni buraya getiren nedir ?
- That ship has sailed — O gemi çoktan kalktı
- İt isi beyond me! — Bu beni aşar
- Bıkt from the blue — Beklenmedik süpriz
- Shut up — Kapa çeneni
- We are safe and sound — Güvendeyiz, tehlike geçti
- He who laughs last laughs loudest — Son gülen iyi güler
- İ mam side and tired — Bıktım, usandım
- You can not judge a book by it’s cover — Birini dış görünüşüne göre [adsense_resim][adsense_resim_akilli_kare_amp][partner_yatay_amp]yargılayamazsın
- Haste makes waste — Acele işe şeytan karışır
- You are welcome — Bir şey değil, rica ederim
- There are other fish in the sea — Denizde başka balıklar var, umudunu yitirme
- it is always darkest before the dawn — Karanlığın en yüksek olduğu an, şafağın öncesidir
- Make yourself at home — Evindeymiş gibi rahat ol
- Don’t wait, dıst dig in — Bekleme, hadi yumul( yemek için söylenir)
- A perfect storm — Olabiliecek en kötü durum
- She’s crying over a split milk — Sütü döküldükten sonra ağlamak, olup bittikten sonra ağlamak
- Get over it — Aş artık bunu
- İ am in love her/him — Ona aşığım
- Shit — B*k
- Guess what — Ne oldu bil bakalım
- Give me a hand — Bana yardım et
- İ agree — Kabul ediyorum
- Spill the beans — Ağzındaki baklayı çıkar
- You are nuts — Çıldırmış olamlısın
- The balls is in your court — Top Senin sahanda, karar senin
- Who cares — Kimin umrunda
- Break a leg — Şeytanın bacağını kır / iyi şanslar
- For my sake — Benim hatrım için
- Put yourself in my shoes — Empati yap, kendini benim yerime koy
- The devil is in the details — Şeytan ayrıntıda gizlidir.[baglanti_kare][goruntu_kare]
- İ am in a hurry — Acelem var
- it’s none of your business — Seni zerre ilgilendirmez
- Cutting corners — Kestirmeden gidelim
- İ am proud of you — Seninle gurur duyuyorum
- İ am lost — Ben olaydan koptum, kaçırdım , kayboldum
- Get out of hand — Kontrolden çıkmak. Olay / durum
- it crackend me up — Gülmekten yarıldım
- i know him like the back of my hand — Avucumun içi gibi bilirim
- She can not take a joke — Şaka kaldıramaz
- Are you kidding ? — Benimle dalga mı geçiyorsun ?
- Get well soon — Umarım çabuk iyileşirsin
- Call it a day — Bir eylemi sonlandırmak
- Don’t bother — Sıkma kendini, dert etme
- Every dog has it’s day — Herkese sıra gelir, Seninde sıran gelecek
- in/for ages — Asırlardır.Çoktandır
- Enjoy your meal — Afiyet olsun
- The best thing since sliced bread — Çok güzel bir icat
- i m in touch with they — Onlarla görüşüyorum, temastayım
- Break the ice — Arada ki buzları eritmek
- A penny saved is a penny earned — Biriktireceğin parayı daha sonra harcayabilirsin
- A snowball effect — Çığ etkisi
- A picture is worth 1000 words — Bir resim bin kelimeye bedeldir. ( Bir musibet, bin nasihatten iyidirin ingilizce versiyonu)
- Live and learn — Yaşa ve göre
- İ’ill keep an eye on you — Gözüm üzerinde
- İ will do my best — Elimden gelenin en iyisini yapacağım
- Come on — Hadi
- İ have an idea — Bir fikrim var [adsense_resim][adsense_resim_akilli_kare_amp][partner_yatay_amp]
- Let me guess — Bırak tahmin edeyim
- Don’t put all your eggs in one basket — Bütün yumurtaları aynı sepete koyma ( Herşeyi aynı ihtimale bağlama )
- What a shame — Yazıklar olsun
- it’s finger lickin good — Parmaklarını yersin
- A stich in time saves nine — Sorunu büyütmeden halletmeli ( yılanın başını küçükken ezmeli)
- So so — idare eder, şöyle böyle
- Calm before storm — Fırtınadan önceki sessizlik
- No pain, no gain — Acı yoksa kazanç yok
- İt’s not rocket science — Roket bilimi değil ya, yaptığın işi çok abartma
- in the middle of nowhere — Hiç bir yerin ortasında değilim
- Never mind — Boşver, salla gitsin
- İ dont mind — Benim için fark etmez, umursamıyorum
- Have nice time — Eğenceli taktikler
- A bird in the hand is worth two in the bush — Eldeki kuş, daldaki kuştan iyidir.
- Don’t cry over split milk — Dökülmüş sütün arkadasından ağlamaya gerek yok
- Time is money — Vakit nakittir
- İ know what i said — Ne söylediğimi bilmiyorum
- i’ill get the phone/door — kapıya ben bakarım / telefona
- Costs an arm and a leg — Pahalıya mal olmak
- Time’s up — Zaman bitti
- İmagine — Hayal et
- it is better than nothing — Elde hiçbirşey olmamasından iyidir.
- Mind your own business — Kendi işine bak
- i am broke — parasızım
- Cross your fingers — Şans dile( tahtaya vur)
- As soon as possible — Olabildiğince çabuk
- Long time no see — Uzun süredir görmedim
- it’s not the end of world — Dünyanın sonu değil
- Have a heary — İnsaf be
- No comment — Yorumsuz[adsense_resim][adsense_resim_akilli_kare_amp][partner_yatay_amp]
- Have your head in the clouds — Aklı havada (Dikkat vermemek)
- Bite the bullet — Kaçınılmaz olduğundan dolayı bir şeyi kabullenme
- A snowball’s chance in gell — Hiç şans yok ( Kar topunun cehennemde hiç şansı yok )

[goruntu_kare][baglanti_yatay][partner] [space]